29 Ekim 2013 Salı

Westcar Papirüsü VII, 1-3

Hieratik metinler, Möller'in Hieratic texts for Academic Use kitabından alıntılanmıştır (cf. Möller G., Hieratische Lesestücke für den Akademischen Gebrauch, Leipzig, 1927).

Hieratik metinler sağdan sola, hiyeroglifler soldan sağa, harf çevirileri soldan sağa okunacak şekilde düzenlenmiştir.

Westcar Papirüsü VII, 1-3
1

2


1


2


3



1) ḏd.j rn.f ḥms⸗f m ḏd Snfrw mȝʿ ḫrw Jw⸗f m

2) nḏs n rnpt 110 Jw.f ḥr wnm t.w 500 r Mn n kȝ m

3) jwf.w ḥnʿ swj ḥḳt.w Dsw r mn m hrw pn

1)
ḏd.j : « ḏd » fiili, güçlü, tamamlanmamış çekim (sḏm.f aorist)+ 1. tekil kişi sonek adılı. Anlamı: Sağlamım
rn.f : “rn” isim, eril, tekil+ aitlik belirten işlevde 3. tekil kişi sonek adılı. Anlamı: onun adı
ḥms⸗f: “ḥmsi” fiili, zayıf, tamamlanmamış çekim ( sḏm.f aorist)+3. Tekil kişi sonek adılı. Anlamı: Oturur
m: “İçinde, gibi, sayesinde, vs.” anlamlarına gelen ilgeç.
Ḏd*: “ḏd” önadı. Anlamı: Sağlam, dayanaklı
Snfrw: Özel isim. Anlamı: Snefru
mȝʿ ḫrw**: isim tamlaması. Anlamı: Sözünün eri
Iw=f : Yeni anlam dizisi başladığını gösteren öntakı+ 3. tekil kişi sonek adılı, özne işlevinde.

2)
nḏs:isim, eril, tekil. Anlamı: avam, yurttaş.
Rnpt : İsim, dişil, tekil. Anlamı: Sene (yaş gösteren tamlama kuruyor. Örnek: 13 years old, 29 ans, etc.)
ḥr : “üstü, üstünde, üstüne, vs” anlamına gelen ilgeç (İngilizce'deki “on”, Fransızca'daki “sûr” gibi), buradaki işlevi ardından sonra gelen fiilin şimdiki zamanda gerçekleştiğini göstermek.
Wnm: “wnm” fiili, güçlü, mastar halinde. Anlamı: Yemek.
T.w: İsim, eril, çoğul. Anlamı: Ekmekler
r: “için, -e doğru, vs” anlamlarına gelen ilgeç
Mn: İsim, eril, tekil. Anlamı: Men eti.
N: “için, -e doğru, -e ait, vs” anlamlarına gelen ilgeç.

3)
Jwf.w: İsim, eril, çoğul. Anlamı: Etler
ḥnʿ : “ile” anlamına gelen ilgeç.
Swj***: “swr” fiili, güçlü, mastar hali. Anlamı: İçmek
ḥḳt.w Dsw: isim, eril, çoğul. Anlamı: Des biraları
mn: isim, eril, tekil. Anlamı: Yerleşik
hrw: isim, eril, tekil. Anlamı: Gün, gündüz.
Pn****: İşaret önadı. Anlamı: Bu.

Çeviri TR:

Ben sağlamken, onun adı, sağlam Snefru, sözünün eridir. O avam olarak 110 yaşındadır. O 500 ekmeği, et olarak davara ait “men” etiyle “des” biralarını yiyor ve içiyor ki bu gündüz yerleşik olsun.

Çeviri FR:

Alors que je suis stable, son nom qu'il est assis, stable Snefrou, juste de voix. Il a en tant qu'un routier 110 ans. Il est entrain de manger 500 pains, le viande “Men” appartenant au bovins comme viande et de boire les bières “Des” pour être stable dans ce jour.

Çevirinin sıkıntıları:

Ya öncelikle, Antik Mısırca ile Türkçe arasındaki en büyük uyuşmazlık fiillerin cümle içindeki konumları. Antik Mısırca'da genelde cümle başındadır, yani fiil-özne-obje yapısı vardır. Bu bizim dilimize çevrilirken çok kaybolan bir yapı, yani ne yaparsam yapayım, bu şekilde bir yapıyla metni cümleye dökemiyorum. Bu da anlam karmaşası yaratıyor bolca. Örneğin “bu gündüz yerleşik olsun” ifadesinde yerleşik olması gereken “gündüz” değil, bu sabah o kadar yemeği yeyip içen Snefru, ama bunu anlamak “bu gündüz” kabak gibi önünde duruyorken “yerleşik olsun”un biraz zorlamayı gerektiriyor. Tabi, metni hiyeratikten, hiyeroglife oradan harf çevirisine oradan dil analizine ardından da Türkçe çevirisine geçtiğim için üretimi çok vakit alıyor, bu şekilde ne kadar sürer bilmiyorum, ama sürdürebildiğim kadar sürdüreceğim.
Normalde Fransızca çevirisini eklemeyi düşünmüyordum; ancak Antik Mısırca'yı Fransızca üzerinden öğrendiğimden yer yer Fransızca çeviri, Türkçe'sinden daha anlaşılır olabiliyor, çünkü dil bilgisini daha iyi oturtabiliyorum. Yine de sizin yorumlarınızla her ikisi de daha iyi hale gelecektir diye umuyorum.

*: Antik Mısırca'nın modern dil terminolojisiyle iyi karşılayamadığımız bir fiil biçimi var. Ona biraz devşirme bir ifade ile sıfat-eylem deniyor. Yani bizdeki sıfatın yüklem olabilmesi gibi, onlarda da hem sıfat olarak kullanılan, hemde eylem olan sözcükler var. Burada öyle bir sözcükle karşı karşıyayız. “ḏd”, bizdeki “sağlam” sözcüğüne karşılık geliyor. Burada eylem olarak kullanılıyor. Az aşağıda sıfat olarak kullanılıyor.
** Bu bir deyim. “Sözünün eri” gibi bir anlama geliyor. Kelimesi kelimesine çevirisi “Hakiki sesli”. Çok sık kullanılan bir unvan.
***: “Swi” fiilindeki “i”nin analizde “r” gözükmesinin nedeni çok karmaşık değil. Fiil eskiden “swr” iken Yeni Krallık döneminde “i” sesine evrilmiş ama yazımında “r”yi bırakmamış. Dolayısıyla, mısırbilimciler hem “swr” u hem de “swi”yi aynı fiilin harf çevirisi için kullanıyorlar.

****: Buradaki “pn”, ne hieratikte ne de hiyeroglifte gözüküyor, çünkü resmini verdiğim hieratik satırına dahil değil, bir sonraki satıra dahil. Hem hemen sonrasında yeni cümle dizisi başladığı için hemde bunu diğer cümle dizisiyle beraber vermemin satıra uygunluk dışında, ki daha akademik bir çalışmanın temel şartıdır, bir getirisi olmayacağından, ekleyeyim dedim. Böylece üçüncü satırda başlayıp dördüncü satırın başında biten dizide tamamlanmış oldu.

19 Ağustos 2013 Pazartesi

Hitit Kanunları - 43

    (1) Ták-ku LÚ-aš GUD-ŠU I7 -an zi-nu-uš-ki-iz-zi (2) ta-ma-i-ša-an šu-ú-wa-iz-zi nu KUN GUD e-ep-zi (3) TA I7-an za-a-i nu BE-EL KUN I7-aš (4) pé-e-da-i nu a-pu-u-un-pé da-an-zi

ták-ku : Eğer.
LÚ-aš: -in, veya özne hali (genitif/nominatif), tekil. Anlamı: Adam, erkek.
GUD-ŠU: GUD, sümerce veya sümerogram, ŠU, akatça veya akadogram, 3. şahıs eril sonek kişi zamiri. Anlamı: Onun boğası.
I7 -an: Sümerce veya sümerogram + an, kelimenin özne/nesne halinde (Nominatif/Accusatif neutre) bulunduğunu gösteren ek. Anlamı: Nehir.
Zi-nu-uš-ki-iz-zi: 3. tekil şahıs tamamlanmamış çekim. Anlamı: Geçmek*
ta-ma-i-ša-an: tamai + ša, 3. tekil şahıs nesne (accusatif) halinde aitlik zamiri + an, 3.tekil şahıs, sonek (enclitique) kişi zamiri, nesne (accusatif) hali. Anlamı: Başka.
Šu-ú-wa-iz-zi: suwai fiili. 3. tekil şahıs. Tamamlanmamış çekim. Anlamı: Tıkmak, itmek, çıkarmak, sürmek**
nu: ve.
KUN: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Kuyruk.
GUD: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Boğa.
E-ep-zi: “ep(p)” fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Almak.
ta: Bağlaç. Anlamı: ve.
I7-an: Sümerce veya sümerogram, özne/nesne hali (Nominatif/Accusatif neutre) tekil. Anlamı: Nehir.
Za-a-i: “zai” fiili 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Aşmak.
BE-EL:Akatça veya akadogram. Anlamı: Efendi.***
I7-aš: Sümerce veya sümerogram, özne (nominatif) hali tekil. Anlamı: Nehir.
Pé-e-da-i: “peda” fiili, 3. tekil şahıs tamamlanmamış çekim. Anlamı: sürüklemek
a-pu-u-un-pé: İşaret zamiri, nesne (accusatif) hali.
Da-an-zi: Tai fiili, 3. çoğul şahıs tamamlanmamış çekim. Anlamı: Almak.

Çeviri:

Eğer adamın boğası nehri geçer başkası onu [ve] onunkini iter ve boğa kuyruğu alır ve nehir efendiyi aşar nehir sürüklerse, bunu alır.

Çevirinin sıkıntıları:
Tekrar araya giren uzun vakit için eğer özellikle bekleyen varsa ondan özür diliyorum. Köşeli parantez içindeki “ve” benim eklediğim bir şey, çünkü oradaki “onu” ve “onunki” sözcükleri aslında bir son ek olarak “başkası” kelimesinde kendilerini gösteriyorlar. Ancak Türkçe'de böyle bir kullanım olmadığı için hititçenin son eklerle verdiğini ayırarak vermek durumunda kaldım. Çevirinin sonundaki “bunun” ise Hoffner'ın ilgili dipnotuna (n.161) göre adamı nehre iten “başkası”, yani nehirde ölen adamın mirasçısı, öldüreni alıyor. Bu elimdeki basımda gözükmüyor olmasına rağmen Hoffner elindeki bir basımda bunun açık olarak gözüktüğünü söylüyor; ama ben elimdeki basımda gözükmediği için bu şekilde bırakmayı tercih ettim. Bunun dışında düzeltmeleriniz ve daha iyi çeviri önerileriniz varsa lütfen yazmaktan çekinmeyin.


*: Baktığım sözlüklerde “zinuški”nin anlamını doğrudan bulamadım; ancak hem Hoffner, hem de Hrozny onu bu şekilde çevirmişler, kullanıldığı bağlamda buna uygun görünüyor, dolayısıyla ben de onlar gibi çevirmeyi tercih ediyorum.

**: Buradaki fiil “sūwai” fiili (genleştirmek, arttırmak) de olabilir, çünkü daha önce karşılaştığım kanunlarda tek “u” ile yazılıyordu, “suwai” fiili burada çift “u”, ancak çift “u” ile yazılan fiil genelde orta kullanımda görülür ancak elimizdeki fiilin çekimlenmiş hali onun etken bir fiil olarak gösteriyor.


***: Bu işareti H. A. Hoffner “EN” olarak okuyor, Hrozny ise “BE.EL” olarak, ancak Hrozny ilgili dipnotunda tabletin farklı bir basımında “EN” olarak okunabileceğine dair bir bilgi var. Elimdeki basımın harf çevirisi “BE.EL”e daha müsait olduğu için onu tercih ettim.

11 Haziran 2013 Salı

Hitit Kanunları - 42

Hitit Kanunları - 42

(1)ták-ku an-tu-aḫ-ša-an ku-iš-ki ku-uš-ša-ni-i-e-ez-zi (2) na-aš la-aḫ-ḫa pa-iz-zi na-aš a-ki ták-ku ku-uš-ša-an (3) pí-an nu Ú-UL šar-ni-ik-zi ták-ku (4) ku-uš-ša-an-še-ed Ú-UL pé-ya-a-an 1 ŠAG-DU (5) pa-a-i ku-uš-ša-an-na 12 GÍN KÙ-BABBAR pa-a-i Ù (6) ŠA MUNUS ku-uš-ša-an 6 GÍN KÙ-BABBAR pa-a-i

ták-ku: Eğer.
an-tu-aḫ-ša-an: nesne (accusatif) hali, tekil. Anlamı: Adam.
ku-iš-ki: Özne hali (nominatif). Kuis, burada belgesiz zamir. Anlamı: Biri.
Ku-uš-ša-ni-i-e-ez-zi: 3.tekil şahıs, tekil, tamamlanmamış çekim. Anlamı: prim vermek*
na-aš: ve + 3. tekil şahıs, özne halindeki (nominatif) sonek zamiri (pronom enclitiques)
la-aḫ-ḫa: yönelim (allatif) hali, tekil. Anlamı: Yolculuk, sefer.
pa-iz-zi: pai fiili, 3.tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Gitmek.
a-ki: ak fiili. 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Ölmek.
ku-uš-ša-an: nesne (accusatif) hali, tekil. Anlamı: ücret
pí-an: pai fiili, emir kipi, 2. tekil şahıs + an, 3. tekil şahıs sonek (enclitique) kişi zamiri, nesne (accusatif) hali. Anlamı: vermek.**
Ú-UL: olumsuzluk bildiren sözcük.
šar-ni-ik-zi: sarnik fiili. 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Yerleştirmek, yerine koymak.
Ku-uš-ša-an-še-ed: özne/nesne (Nominatif/accusatif neutre) hali, tekil + set, 3. tekil şahıs aitlik bildiren zamir (pronom possesif). Anlamı: Ücret.
Pé-ya-a-an: pai fiili, emir kipi, 2. tekil şahıs + an, 3. tekil şahıs sonek (enclitique) kişi zamiri, nesne (accusatif) hali. Anlamı: vermek.
ŠAG-DU: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Kelle.
pa-a-i: pai fiili. 3. tekil şahıs. Tamamlanmamış çekim. Anlamı: vermek.
Ku-uš-ša-an-na: yönelim (allatif) hali, tekil. Anlamı: Ücret.
GÍN: sümerce veya sümerogram. Anlamı: şekel
KÙ.BABBAR: sümerce veya sümerogram. Anlamı: gümüş
Ù : Akatça, ya da akadogram. Anlamı: ve.
ŠA: Akatça veya akadogram. Kendisinden önce gelen kelimeyi kendisinden sonra gelen kelimeye, ikisi beraber isim tamlaması oluşturacak şekilde bağlar.
MUNUS: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Kadın.

Çeviri

Eğer biri bir adama prim verirse, ve o yolculuğa çıkar ve o ölürse eğer ver ona ücreti ve o yerine koymaz eğer ücretini ona vermezsen 1 kelle verir 12 şekel gümüş ücret verir ve kadının ücreti 6 şekel gümüş verir.

Çevirinin sıkıntıları:

Biraz bu ara arayı açtığım için herkesten özür dilerim ama fırsat bulamadım dersler vs yüzünden. Daha anlaşılır bir çeviri şuna benzeyecektir: “Eğer biri bir adama prim verirse ve o yolculuğa çıkar ve ölürse eğer ücreti verirsen, yerine bir şey koymaz eğer ücretini vermezsen 1 kelle verir 12 şekel gümüş ücret verir ve kadının ücreti 6 şekel gümüş verir”. Buradaki temel sıkıntılardan biri kadının diye çevirdiğim “ŠA MUNUS” normalde kendisinden önce gelenle tamlayan oluşturur, yani akatçadaki kullanımı bu şekildedir. Ancak böylesi bir kullanım, dilbilgisi olarak kolay düşleyemediğim bir kullanım olduğundan ve daha önce rastlamadığımdan onu sanki ismin hali imiş gibi alıp özne/nesne halindeki “ücret” ile bağladım. Bunu Hrozny'de yapmış, onun çevirisine bağlı kaldım diyebilirim. Sizin yine de daha iyi bir öneriniz varsa lütfen belirtmekten çekinmeyin.


*: Normalde “kussan” ücret, maaş gibi anlamlara geliyor, Hrozny, burada “övmek, övme ücreti” olarak çevirmiş, bizdeki “prim vermek” hem “kussan” gibi ekonomik bir ilişkiyi akla getirdiğinden, hem de içinde bir “övme” veya “övünme” barındırdığından buraya uygun diye düşündüm.
**: Hem Hrozny hem de Hoffner burada pí-ia-an şeklinde harf çevirisi yapıyorlar. Ama elimdeki baskıda belirttiğim gibi olduğundan bu halini korumayı tercih ettim.

16 Mart 2013 Cumartesi

Hitit Kanunları - 41

Hitit Kanunları - 41

    (1) Ták-ku IL-KI ḫar-ag-zi nu IL-KI* (2) ti-id-dì-ya-an-za nu GIŠ-TUKUL te-ez-zi ki-i (3) GIŠ-TUKUL-li-me-ed ki-i-ma ša-aḫ-ḫa-me-ed nu-za ŠA LÚ (4) IL-KI A-ŠÀ-ḪI-A an-da ši-ya-ad-dá-ri-ya-zi nu (5) GIŠ-TUKUL ḫar-zi ša-aḫ-ḫa-na iš-ša-i ma-a-an (6) ša-aḫ-ḫa-an mi-im-ma-i nu ŠAIL-KI A-ŠÀ-ḪI-A (7) I-NA É-GAL da-an-zi ša-aḫ-ḫa-na ḫar-ag-zi

ták-ku: Eğer.
LÚ: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Erkek.
IL-KI: Akatça veya Akadogram, "in" (genitif) hali. Anlamı: Dirlik**.
ḫar-ag-zi: Harak fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Yok olmak, ölmek.
ti-id-dì-ya-an-za: tittiya fiili, sıfat fiil hali (participe) + sa, 3. tekil şahıs aitlik bildiren zamir, yönelim (allatif) hali. Anlamı: Koymak, yerleştirmek, düzenlemek***.
nu: Ve.
GIŠ-TUKUL: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Araç, silah.
te-ez-zi: te fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Demek.
ki-i: işaret zamiri. Anlamı: bu, şu.
GIŠ-TUKUL-li-me-ed: Sümerce veya sümerogram, yönelme (datif) hali + met, 1. tekil şahıs aitlik zamiri (pronom possesif), özne/nesne (Nominatif/Accusatif neutre) hali. Anlamı: Araç, silah.
ki-i-ma: işaret zamiri bu/şu + ma, ve/ama.
ša-aḫ-ḫa-me-ed: sahhan, nesne (accusatif) hali, tekil + met, 1. tekil şahıs aitlik zamiri (pronom possesif), özne/nesne (Nominatif/Accusatif neutre) hali. Anlamı: Tımar, vergi.
nu-za: Nu, ve +za dönüşlülük takısı.
ŠA: Akatça veya akadogram. Kendisinden önce gelen kelimeyi kendisinden sonra gelen kelimeye, ikisi beraber isim tamlaması oluşturacak şekilde bağlar.
A-ŠÀ-ḪI-A: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Tarlalar.
an-da: içinde ; ile.
ši-ya-ad-dá-ri-ya-zi: siya fiilinden türetilmiş siyattariya fiili, 3. tekil şahıs tamamlanmamış çekim. Anlamı: Mühürle almak.
ḫar-zi: Har(k) fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Sahip olmak, tutmak.
ša-aḫ-ḫa-an: Özne/nesne (Nominatif/ Accusatif neutre) hali, tekil. Anlamı: Tımar, vergi.
iš-ša-i: essa fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Yapmak, gerçekleştirmek.
ma-a-an: veya, (ya da ) -dığında.
ša-aḫ-ḫa-na: Yönelim (allatif) hali, tekil. Anlamı: Tımar, vergi.
mi-im-ma-i: mimma fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Reddetmek.
I-NA: Akatca veya Akadogram, ilgeç. Anlamı: içinde, arasında.
É-GAL: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Saray.
Da-an-zi: Tai fiili, 3. çoğul şahıs tamamlanmamış çekim. Anlamı: Almak.
ša-aḫ-ḫa-na: Yönelim (allatif) hali, tekil. Anlamı: Tımar, vergi.

Çeviri:

Eğer dirlik mükellefi ölür ve onunkini alan silahtar derse “Bu silah bana, bu tımar bana” ve dirlik mükellefinin tarlalarını mühürle alır ve silaha sahip olur tımarı gerçekleştirdiğinde; tımarı reddederse dirlik mükellefinin tarlalarını saraya alırlar, tımar yok olur.

Çevirinin sıkıntıları:
Hitit kanunları 40 için belirtiklerim aynen bunun içinde geçerli. Daha anlaşılabilir bir çeviri şuna benzeyecektir: Eğer vergi ödeyen biri ölürse ve onun sahip olduklarını silah yapan birisi almak isterse ve derse ki “Bu silah benim, bu toprak benim” ve bu sayede ölen vergi ödeyenin tarlalarını mühürle alırsa, tımarı ödediği takdirde silahlara sahip olur. Yok ödemeyi reddederse ölen vergi ödeyenin yerini saray için alırlar ve tımar zorunluluğu kalkar.”

Ama uyarmak zorundayım bu dirlik ve tımar kelimeleri tarihsel sıraya uygun olmayan kelimleler ve ifadeler, onlar yerine H.Hoffner gibi TUKUL-yükümlülükleri sahanna-yükümlülükleri dersek daha metne sadık daha güvenilir bir çalışma yapmış oluruz; ancak bu çalışma genel olarak filolojik bir özenden çok anlaşılabilirlik kaygısı güttüğünden o kelimeleri kullanıyorum. Ancak filolojik hataların yorumlarda belirtilmesi durumunda tabi ki çeviri de düzeltmeler yaparım. Daha iyi çeviri önerilerinizi lütfen yorumlara yazmaktan çekinmeyin.

*: Buradaki IL-KI için hem Hrozny hem de Hoffner “GIŠ-TUKUL” diyorlar, ama elimdeki basımda “IL-KI gözüküyor, dolayısıyla ben de harf çevirisinde “IL-KI” yi tutup, çevirinin kendisinde “GIŠ-TUKUL”'u tercih ettim.
**: Bkz. Hitit Kanunları – 40
***: Bkz. Hitit Kanunları - 40

19 Ocak 2013 Cumartesi

Hitit Kanunları - 40

Hitit Kanunu - 40
(1) ták-ku LÚ GIŠ-TUKUL ḫar-ag-zi IL-KI (2) ti-id-dì-ya-an-za nu IL-KI te-ez-zi ki-i (3) GIŠ-TUKUL-li-me-ed ki-i-ma ša-aḫ-ḫa-me-ed nu-za ŠA(4) GIŠ-TUKUL A-ŠÀ-ḪI-A an-da ši-ya-ad-dá-ri-ya-zi GIŠ-TUKUL-ya (5) ḫar-zi ša-aḫ-ḫa-na iš-ša-i ták-ku GIŠ-TUKUL-ma (6) mi-im-ma-i nu A-ŠÀ-ḪI-A ŠA LÚ GIŠ-TUKUL ḫar-kán-da-an (7) da-ra-an-zi na-an LÚ-MEŠ URU-ri an-ni-eš-kán-zi (8) ma-a-an LUGAL-NAM-RA-HI-A pa-a-i nu-uš-ši A-ŠÀ-ḪI-A (9) pí-an-zi na-aš GIŠ-TUKUL ki-ša-ri

ták-ku: Eğer.
LÚ: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Erkek.
GIŠ-TUKUL: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Araç, silah.
ḫar-ag-zi: Harak fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Yok olmak, ölmek.
IL-KI: Akatça veya Akadogram, "in" (genitif) hali. Anlamı: Dirlik*.
ti-id-dì-ya-an-za: tittiya fiili, sıfat fiil hali (participe) + sa, 3. tekil şahıs aitlik bildiren zamir, yönelim (allatif) hali. Anlamı: Koymak, yerleştirmek, düzenlemek**.
nu: Ve.
ki-i: işaret zamiri. Anlamı: bu, şu.
te-ez-zi: te fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Demek.
GIŠ-TUKUL-li-me-ed: Sümerce veya sümerogram, yönelme (datif) hali + met, 1. tekil şahıs aitlik zamiri (pronom possesif), özne/nesne (Nominatif/Accusatif neutre) hali. Anlamı: Araç, silah.
ki-i-ma: işaret zamiri bu/şu + ma, ve/ama.
ša-aḫ-ḫa-me-ed: sahhan, nesne (accusatif) hali, tekil + met, 1. tekil şahıs aitlik zamiri (pronom possesif), özne/nesne (Nominatif/Accusatif neutre) hali. Anlamı: Tımar, vergi.
nu-za: Nu, ve +za dönüşlülük takısı.
ŠA: Akatça veya akadogram. Kendisinden önce gelen kelimeyi kendisinden sonra gelen kelimeye, ikisi beraber isim tamlaması oluşturacak şekilde bağlar.
A-ŠÀ-ḪI-A: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Tarlalar.
an-da: içinde ; ile.
ši-ya-ad-dá-ri-ya-zi: siya fiilinden türetilmiş siyattariya fiili, 3. tekil şahıs tamamlanmamış çekim. Anlamı: Mühürle almak.
GIŠ-TUKUL-ya: Sümerce veya sümerogram, yönelme (datif) hali, tekil. Anlamı: Araç, silah.
ḫar-zi: Har(k) fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Sahip olmak, tutmak.
ša-aḫ-ḫa-na: Yönelim (allatif) hali, tekil. Anlamı: Tımar, vergi.
iš-ša-i: essa fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Yapmak, gerçekleştirmek.
GIŠ-TUKUL-ma: Sümerce veya sümerogram + ma, 1. tekil şahıs aitlik zamiri (pronom possesif), nesne (accusatif) hali. Anlamı: Silah, araç.
mi-im-ma-i: mimma fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Reddetmek.
nu: ve.
ḫar-kán-da-an: nesne (accusatif) hali, tekil. Anlamı: Yok oluş, mahvoluş, gözden kayboluş.
da-ra-an-zi: tar fiili, 3. çoğul şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Demek, söylemek.
na-an: nu, ve + an, 3. tekil şahıs sonek (enclitique) kişi zamiri, nesne (accusatif) hali.
LÚ-MEŠ: Sümerce veya sümerogram, LÚ + MES, çoğulluk bildiren ek. Anlamı: Erkek.
URU-ri: Sümerce veya sümerogram, yönelme hali (datif), tekil. Anlamı: Şehir.
an-ni-eš-kán-zi: Aniya fiili, "sk" halinde 3. çoğul şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Eylemek, yaratmak, gerçekleştirmek.
ma-a-an: veya, (ya da ) -dığında.
LUGAL-: Sümerce veya sümerogram, özne hali, tekil. Anlamı: Kral.
NAM-RA-HI-A: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Avlar.
pa-a-i: pai fiili. 3. tekil şahıs. Tamamlanmamış çekim. Anlamı: vermek.
nu-uš-šinu, ve + si, 3. tekil şahıs yönelme (datif) halinde aitlik zamiri.
pí-an-zi: pai fiili, 3. çoğul şahış, tamamlanmamış çekim. Anlamı: vermek.
na-aš: Nu, ve + , 3. tekil şahıs sonek (enclitique) kişi zamiri, özne (nominatif) hali. Anlamı: Ve.
ki-ša-ri: kis fiili. "- kisari" şeklindeki kullanım***. Anlamı: Olabilir, mümkün.

Çeviri:
Eğer silahtar yok olur iyi tedarikli dirlik mükellefi (gelir) ve dirlik mükellefi der " Bu silah bana ve bu tımar bana", o silahtarın tarlalarını mühürle alır, silahları**** tutar, tımarı işler*****; eğer silahlarını reddeder ve silahtarın tarlalarını mahvolmuş derler, onu şehrin erkekleri işletir****** veya kral avlarını verir ve ona tarlaları verirler ve o silahtar olabilir.

Çevirinin sıkıntıları:

Saymakla bitmez herhalde, bu kadar geç gelmesine mi yanayım, ortaya çıkan sonucun tatmin edici olmamasına mı, tercih etmiş olduğum biraz yoruma kaçan "tımar", "dirlik" gibi kelimelere mi, "derler" fiilinin kim tarafından söylendiğini anlamayışıma mı, bu daha böyle uzar gider. Siz bulduğunuz yerden aşağıyı doldurun, ben elimden geldiğince düzeltilmiş son hallerini koyacağım, şimdiden teşekkür ederim.

*: Burada "dirlik"ten kasıt toprak vergisi, "fiyef" ancak daha sonra gelecek "sahanna"dan ayrıştırmaya çalıştığımdan kullanmadım. Bizim Osmanlı tarihinden birazcık aşina olduğumuz dirlik kelimesiyle karşılamayı seçtim.
**: Burada kullanılan aslında "tittiyant" eklenmiş bir "sa" ki bu kelimenin sonunu "za" ya dönüştürüyor. "Tittiyant", iyi tedarikli, maddi anlamda güç sahibi gibi bir anlama geliyor. Dilbilgisi analizinin biraz daha farklı gözükmesine rağmen aslında aynı sonuca çıkıyor. Yaptığım şey sadece "tittiyant" kelimesinin nereden geldiğine dair de bir yargıyı içeren bakışla kelimeyi analiz etmek oldu.
***: "Kis" fiili, doğmak, olmak, olagelmek gibi anlamlara sahip. "Kisari" bu fiilin kullanım çeşitlerinden biri.
****: F. Hrozny burayı "silahların bedeli" şeklinde okuyor, ancak ben elimdeki basımda böyle bir şey görmediğim için bu şekilde çevirmedim; ancak itiraf etmeliyim ki metin o şekilde okununca daha makul duyuluyor.
*****: Buradaki fiil yapmak, gerçekleştirmek gibi bir anlama aslında sahip iken bizdeki işlemek fiili, toprakla uğraşmayı, ondan verim almayı, genel olarak onunla ilgilenmeyi ifade ettiğinden o sözcüğü tercih ettim.
******: Buradaki fiil "sk" şeklinde çekilmiş yani aslında işlemekten daha yeğin daha yoğun bir anlamı var, ama iş kökünden kopmadan, onu daha yoğun hale getirecek bir fiil aklıma gelmedi. "sk" şeklindeki çekim anlamsal olarak bir değişim belirtmediğinden aynı şekilde bırakmayı tercih ettim.