19 Ocak 2013 Cumartesi

Hitit Kanunları - 40

Hitit Kanunu - 40
(1) ták-ku LÚ GIŠ-TUKUL ḫar-ag-zi IL-KI (2) ti-id-dì-ya-an-za nu IL-KI te-ez-zi ki-i (3) GIŠ-TUKUL-li-me-ed ki-i-ma ša-aḫ-ḫa-me-ed nu-za ŠA(4) GIŠ-TUKUL A-ŠÀ-ḪI-A an-da ši-ya-ad-dá-ri-ya-zi GIŠ-TUKUL-ya (5) ḫar-zi ša-aḫ-ḫa-na iš-ša-i ták-ku GIŠ-TUKUL-ma (6) mi-im-ma-i nu A-ŠÀ-ḪI-A ŠA LÚ GIŠ-TUKUL ḫar-kán-da-an (7) da-ra-an-zi na-an LÚ-MEŠ URU-ri an-ni-eš-kán-zi (8) ma-a-an LUGAL-NAM-RA-HI-A pa-a-i nu-uš-ši A-ŠÀ-ḪI-A (9) pí-an-zi na-aš GIŠ-TUKUL ki-ša-ri

ták-ku: Eğer.
LÚ: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Erkek.
GIŠ-TUKUL: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Araç, silah.
ḫar-ag-zi: Harak fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Yok olmak, ölmek.
IL-KI: Akatça veya Akadogram, "in" (genitif) hali. Anlamı: Dirlik*.
ti-id-dì-ya-an-za: tittiya fiili, sıfat fiil hali (participe) + sa, 3. tekil şahıs aitlik bildiren zamir, yönelim (allatif) hali. Anlamı: Koymak, yerleştirmek, düzenlemek**.
nu: Ve.
ki-i: işaret zamiri. Anlamı: bu, şu.
te-ez-zi: te fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Demek.
GIŠ-TUKUL-li-me-ed: Sümerce veya sümerogram, yönelme (datif) hali + met, 1. tekil şahıs aitlik zamiri (pronom possesif), özne/nesne (Nominatif/Accusatif neutre) hali. Anlamı: Araç, silah.
ki-i-ma: işaret zamiri bu/şu + ma, ve/ama.
ša-aḫ-ḫa-me-ed: sahhan, nesne (accusatif) hali, tekil + met, 1. tekil şahıs aitlik zamiri (pronom possesif), özne/nesne (Nominatif/Accusatif neutre) hali. Anlamı: Tımar, vergi.
nu-za: Nu, ve +za dönüşlülük takısı.
ŠA: Akatça veya akadogram. Kendisinden önce gelen kelimeyi kendisinden sonra gelen kelimeye, ikisi beraber isim tamlaması oluşturacak şekilde bağlar.
A-ŠÀ-ḪI-A: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Tarlalar.
an-da: içinde ; ile.
ši-ya-ad-dá-ri-ya-zi: siya fiilinden türetilmiş siyattariya fiili, 3. tekil şahıs tamamlanmamış çekim. Anlamı: Mühürle almak.
GIŠ-TUKUL-ya: Sümerce veya sümerogram, yönelme (datif) hali, tekil. Anlamı: Araç, silah.
ḫar-zi: Har(k) fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Sahip olmak, tutmak.
ša-aḫ-ḫa-na: Yönelim (allatif) hali, tekil. Anlamı: Tımar, vergi.
iš-ša-i: essa fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Yapmak, gerçekleştirmek.
GIŠ-TUKUL-ma: Sümerce veya sümerogram + ma, 1. tekil şahıs aitlik zamiri (pronom possesif), nesne (accusatif) hali. Anlamı: Silah, araç.
mi-im-ma-i: mimma fiili, 3. tekil şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Reddetmek.
nu: ve.
ḫar-kán-da-an: nesne (accusatif) hali, tekil. Anlamı: Yok oluş, mahvoluş, gözden kayboluş.
da-ra-an-zi: tar fiili, 3. çoğul şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Demek, söylemek.
na-an: nu, ve + an, 3. tekil şahıs sonek (enclitique) kişi zamiri, nesne (accusatif) hali.
LÚ-MEŠ: Sümerce veya sümerogram, LÚ + MES, çoğulluk bildiren ek. Anlamı: Erkek.
URU-ri: Sümerce veya sümerogram, yönelme hali (datif), tekil. Anlamı: Şehir.
an-ni-eš-kán-zi: Aniya fiili, "sk" halinde 3. çoğul şahıs, tamamlanmamış çekim. Anlamı: Eylemek, yaratmak, gerçekleştirmek.
ma-a-an: veya, (ya da ) -dığında.
LUGAL-: Sümerce veya sümerogram, özne hali, tekil. Anlamı: Kral.
NAM-RA-HI-A: Sümerce veya sümerogram. Anlamı: Avlar.
pa-a-i: pai fiili. 3. tekil şahıs. Tamamlanmamış çekim. Anlamı: vermek.
nu-uš-šinu, ve + si, 3. tekil şahıs yönelme (datif) halinde aitlik zamiri.
pí-an-zi: pai fiili, 3. çoğul şahış, tamamlanmamış çekim. Anlamı: vermek.
na-aš: Nu, ve + , 3. tekil şahıs sonek (enclitique) kişi zamiri, özne (nominatif) hali. Anlamı: Ve.
ki-ša-ri: kis fiili. "- kisari" şeklindeki kullanım***. Anlamı: Olabilir, mümkün.

Çeviri:
Eğer silahtar yok olur iyi tedarikli dirlik mükellefi (gelir) ve dirlik mükellefi der " Bu silah bana ve bu tımar bana", o silahtarın tarlalarını mühürle alır, silahları**** tutar, tımarı işler*****; eğer silahlarını reddeder ve silahtarın tarlalarını mahvolmuş derler, onu şehrin erkekleri işletir****** veya kral avlarını verir ve ona tarlaları verirler ve o silahtar olabilir.

Çevirinin sıkıntıları:

Saymakla bitmez herhalde, bu kadar geç gelmesine mi yanayım, ortaya çıkan sonucun tatmin edici olmamasına mı, tercih etmiş olduğum biraz yoruma kaçan "tımar", "dirlik" gibi kelimelere mi, "derler" fiilinin kim tarafından söylendiğini anlamayışıma mı, bu daha böyle uzar gider. Siz bulduğunuz yerden aşağıyı doldurun, ben elimden geldiğince düzeltilmiş son hallerini koyacağım, şimdiden teşekkür ederim.

*: Burada "dirlik"ten kasıt toprak vergisi, "fiyef" ancak daha sonra gelecek "sahanna"dan ayrıştırmaya çalıştığımdan kullanmadım. Bizim Osmanlı tarihinden birazcık aşina olduğumuz dirlik kelimesiyle karşılamayı seçtim.
**: Burada kullanılan aslında "tittiyant" eklenmiş bir "sa" ki bu kelimenin sonunu "za" ya dönüştürüyor. "Tittiyant", iyi tedarikli, maddi anlamda güç sahibi gibi bir anlama geliyor. Dilbilgisi analizinin biraz daha farklı gözükmesine rağmen aslında aynı sonuca çıkıyor. Yaptığım şey sadece "tittiyant" kelimesinin nereden geldiğine dair de bir yargıyı içeren bakışla kelimeyi analiz etmek oldu.
***: "Kis" fiili, doğmak, olmak, olagelmek gibi anlamlara sahip. "Kisari" bu fiilin kullanım çeşitlerinden biri.
****: F. Hrozny burayı "silahların bedeli" şeklinde okuyor, ancak ben elimdeki basımda böyle bir şey görmediğim için bu şekilde çevirmedim; ancak itiraf etmeliyim ki metin o şekilde okununca daha makul duyuluyor.
*****: Buradaki fiil yapmak, gerçekleştirmek gibi bir anlama aslında sahip iken bizdeki işlemek fiili, toprakla uğraşmayı, ondan verim almayı, genel olarak onunla ilgilenmeyi ifade ettiğinden o sözcüğü tercih ettim.
******: Buradaki fiil "sk" şeklinde çekilmiş yani aslında işlemekten daha yeğin daha yoğun bir anlamı var, ama iş kökünden kopmadan, onu daha yoğun hale getirecek bir fiil aklıma gelmedi. "sk" şeklindeki çekim anlamsal olarak bir değişim belirtmediğinden aynı şekilde bırakmayı tercih ettim.