24 Ekim 2015 Cumartesi

Xph Türkçe - Daiva Yazıtı

Xph Türkçe - Daiva Yazıtı

Aşağıda çevirisini bulacağınız Kşayãrşa adlı Eski İran kralının (MÖ 5. yy) Persepolis ve Pasargad'da bulunan bir metni. 3 farklı dilde kopyalanmış. Biz aşağıda Eski Farsça'sının Türkçe'sini sunuyoruz. Kşayãrşa Eski Yunan literatüründe sıkça bahsedilen bir figür, yunanlılar onları kendi kaynaklarında hybris'in ayaklı hali olarak görüyor olmalarına rağmen, tahmin edilebileceği gibi Eski Farsça kaynaklarda böylesi bir tasvir görülmüyor. 

Metin temelde üç bölümden oluşuyor: 1) Unvan sıralaması: Diğer kraliyet metinlerinde de sıkça görülen, kralın ünvanlarının sıralandığı, dini ve siyasi meşruiyetinin aktarıldığı 1. bölüm; 2) Fetih listesi: başka örneklerine yine diğer metinlerde rastladığımız, kralın fethettiği yerleri sıraladığı, 2. bölüm. 3) Ana metin: elimizdeki metinde bu bölüm, daivalara tapınanların ve onların başına gelenlerin anlatıldığı bölüme tekabül ediyor. 

Çeviriyi yazılı bir mecrada alıntılamak isterseniz, lütfen benimle iletişime geçiniz, yorumlara isteğiniz belirtin ben geri dönüş yaparım. İznimin olmadığı alıntılarla karşılaştığımda yasal yollara başvuracağım.

Eski Farsça Metin: P.Lecoq, Manuel de Vieux-Perse, adlı kitabındaki fotoğraftan dijital ortama tarafımdan aktarılmıştır.




Metin ve Harf çeviris



1. b-g : v-z-r-k : a-u-r-m-z-d-a : h-y : i-m-a-m : b-u-mi-
2. i-m : a-d-a : h-y : a-v-m : a-s-m-a-n-m : a-d-a : h-y
3. : m-r-t-i-y-m : a-d-a : h-y : š-i-y-a-t-i-m : a-d-a :
4. m-r-t-i-y-h-y-a : h-y : x-š-y-a-r-š-a-m : x-š-a-y-θ-i-
5. y-m : a-ku-u-n-u-š : a-i-v-m : p-ru-u-n-m : x-š-a-y-θ-
6. i-y-m : a-i-v-m : p-ru-u-n-a-m : f-r-m-a-t-a-r-m : a-d-
7. m : x-š-y-a-r-š-a : x-š-a-y-θ-i-y : v-z-r-k : (x)-š-a-y-
8. θ-i-y : x-š-a-y-θ-i-y-a-n-a-m : x-š-a-y-θ-i-y : d-h-y-
9. u-n-a-m : p-ru-u-v : z-n-a-n-a-m : x-š-a-y-θ-i-y : a-h-
10. y-a-y-a : b-u-mi-i-y-a : v-z-r-k-a-y-a : du-u-r-i-y : a-
11. p-i-y : d-a-r-y-v-h-u-š : x-š-a-y-θ-i-y-h-y-a : p-u-ç
12. : h-x-a-m-n-i-š-i-y : p-a-r-s : p-a-r-s-h-y-a : p-u-ç
13. : a-r-i-y : a-r-i-y-č-i-ç : θ-a-t-i-y : x-š-y-a-r-š-a

 

13. : a-r-i-y : a-r-i-y-č-i-ç : θ-a-t-i-y : x-š-y-a-r-š-a
14. : x-š-a-y-θ-i-y : v-š-n-a : a-u-r-m-z-d-h-a : i-m-a :
15. d-h-y-a-v : t-y-i-š-a-m : a-d-m : x-š-a-y-θ-i-y : a-h-
16. a-m : a-p-t-r-m : h-č-a : p-a-r-s-a : a-d-m-š-a-m :
17. p-t-i-y-x-š-y-i-y : m-n-a : b-a-ji-i-m : a-b-r-n : t-
18. y-š-a-m : h-č-a-m : a-θ-h-i-y : a-v : a-ku-u-n-v : d-
19. a-t-m : t-y : m-n-a : a-v-di-i-š : a-d-a-r-y : m-a-d
20. : u-j : h-r-u-v-t-i-š : a-r-mi-i-n : z-r-k : p-r-θ-v
21. : h-r-i-v : b-a-x-t-r-i-š : s-u-g-d : u-v-a-r-z-mi-i-
22. š : b-a-b-i-ru-u-š : a-θ-u-r-a : θ-t-gu-u-š : s-p-r-d
23. : mu-u-d-r-a-y : y-u-n-a : t-y : d-r-y-h-i-y-a : d-a-
24. r-y-t-i-y : u-t-a : t-y-i-y : p-r-d-r-y : d-a-r-y-t-
25. i-y : m-č-i-y-a : a-r-b-a-y : g-d-a-r : h-i-du-u-š :
26. k-t-p-tu-u-k : d-h-a : s-k-a : h-u-m-v-r-g-a : s-k-a
27. : t-i-g-r-x-u-d-a : s-ku-u-d-r-a : a-k-u-f-č-i-y-a :
28. p-u-t-a-y-a : k-r-k-a : ku-u-š-i-y : θ-a-t-i-y : x-š-


28. p-u-t-a-y-a : k-r-k-a : ku-u-š-i-y : θ-a-t-i-y : x-š-
29. y-a-r-š-a : x-š-a-y-θ-i-y : y-θ-a : t-y : a-d-m : x-
30. š-a-y-θ-i-y : a-b-v-m : a-s-t-i-y : a-t-r : a-i-t-a
31. : d-h-y-a-v : t-y-i-y : u-[p]-r-i-y : n-i-p-i-š-t-a : a-
32. y-u-d : p-s-a-v-m-i-y : a-u-r-m-z-d-a : u-p-s-t-a-m :
33. a-b-r : v-š-n-a : a-u-r-m-z-d-h-a : a-v : d-h-y-a-v-m
34. : a-d-m : a-j-n-m : u-t-š-i-m : g-a-θ-v-a : n-i-š-a-d-
35. y-m : u-t-a : a-t-r : a-i-t-a : d-h-y-a-v : a-h : y-d-
36. a-t-y : p-ru-u-v-m : d-i-v-a : a-y-di-i-y : p-s-a-v : v-
37. š-n-a : a-u-r-m-z-d-h-a : a-d-m : a-v-m : d-i-v-d-a-n-
38. m : vi-i-y-k-n-m : u-t-a : p-t-i-y-z-b-y-m : d-i-v-a :



 
38. m : vi-i-y-k-n-m : u-t-a : p-t-i-y-z-b-y-m : d-i-v-a :
39. m-a : y-d-i-y-i-š : y-d-a-y-a : p-ru-u-v-m : d-i-v-a :
40. a-y-di-i-y : a-v-d-a : a-d-m : a-u-r-m-z-d-a-m : a-y-d-
41. i-y : a-r-t-a-č-a : b-r-z-m-n-i-y : u-t-a : a-n-i-y-š-
42. č : a-h : t-y : du-u-š-k-r-t-m : a-k-r-i-y : a-v : a-d-
43. m : n-i-b-m : a-ku-u-n-v-m : a-i-t : t-y : a-d-m : a-ku-
44. u-n-v-m : vi-i-s-m : v-š-n-a : a-u-r-m-z-d-h-a : a-ku-u-
45. n-v-m : a-u-r-m-z-d-a-m-i-y : u-p-s-t-a-m : a-b-r : y-
46. a-t-a : k-r-t-m : a-ku-u-n-v-m : tu-u-v : k-*a* : h-y :
47. a-p-r : y-di-i-m-n-i-y-a-i-y : š-i-y-a-t : a-h-n-i-y
48. : ji-i-v : u-t-a : m-r-t : a-r-t-a-v-a : a-h-n-i-y :
49. a-v-n-a : d-a-t-a : p-r-i-di-i-y : t-y : a-u-r-m-z-d-
50. a : n-i-y-š-t-a-y : a-u-r-m-z-d-a-m : y-d-i-š-a : a-
51. r-t-a-č-a : b-r-z-m-n-i-y : m-r-t-i-y : h-y : a-v-n-
52. a : d-a-t-a : p-r-i-y-i-t : t-y : a-u-r-m-z-d-a : n-
53. i-š-t-a-y : u-t-a : a-u-r-m-z-d-a-m : y-d-t-i-y : a-
54. r-t-a-č-a : b-r-z-m-n-i-y : h-u-v : u-t-a : ji-i-v :
55. š-i-y-a-t : b-v-t-i-y : u-t-a : m-r-t : a-r-t-a-v-a
56. : [b]-v-t-i-y : θ-a-t-i-y : x-š-y-a-r-š-a : x-š-a-y-θ-
 

 56. : [b]-v-t-i-y : θ-a-t-i-y : x-š-y-a-r-š-a : x-š-a-y-θ-
57. i-y : m-a-m : a-u-r-m-z-d-a : p-a-tu-u-v : h-č-a : g-
58. s-t-a : u-t-m-i-y : vi-i-θ-m : u-t-a : i-m-a-m : d-h-
59. y-a-v-m : a-i-t : a-d-m : a-u-r-m-z-d-a-m : j-di-i-y-
60. a-mi-i-y : a-i-t-m-i-y : a-u-r-m-z-d-a : d-d-a-tu-u-v

1-6) Büyük tanrı Auramazda ki o bu toprağı koymuş, ki o o göğü koymuş, ki o erkeği koymuş, ki o barışı koymuş erkeğe, ki o Khşayãrşa'yı kral yapmış, çok kralın teki, çok hükümdarın teki.
6-11) Ben Khşayãrşa, büyük kral, kralların kralı, milletlerin kralı, çok insan türünün kralı, bu uzak olan büyük toprağın üstündeki.
11-13) Dãrayavauş kral'ın oğlu, hakhamanaişi soylu, fars, farsın oğlu, ari, ari soyundan.
13-19)Kral Khşayãrşa duyurur: Auramazda'nın lütfuyla, bu milletler, ki ben onlara kraldım uzaktan, Fars'tan. Ben onlara hükmedendim1. Bana haraç getirdiler, ki onlara benden denildi onu yaptılar. Kanunu ki o benim, o onları tuttu.
19-28) Mada2, Huja3, Armina4, Zraka5, Parathava6, Hariava7, Bãkhtriaiş8, Suguda9, Uvãrazmiş10, Bãbiruş11, Athura12, Thataguş13,Sparda14, Mudrãya15, Yauna16 ki o denizde tutar, ve onlar ki deniz dışı tutar17, Maçiya18, Arabãya19, Gadãr20, Hiduş21, Katpatuka22, Dahã23, Sakã Haumavarga24, Sakã Tigrakhauda25, Skudra26, Akaufaçiya27, Putaya28, Karka29, Kuşiya30.
28-56) Kral Khşayãrşa duyurur : Ben ona kral oldum sonra, onun içinde milletler ki onlar üstte yazıldı, galeyana geldiler, sonra bana Auramazda desteği taşıdı. Auramazda'nın lütfuyla o milleti ben vurdum ve onu yerine yerleştirdim ve bu milletler arasında vardı ora ki önceden daivalar tapınılırdı. Sonra Auramazda'nın lütfuyla ben o daivahanelerin31 altını kazdım32 ve karşısına dedim33:
Daivalar tapınılmamalı” ora ki önceden daivalar tapınılırdı orada ben Auramazda'ya tapındım hakkıyla34, ve daha başka vardı kötü olarak yapılmış, onu ben güzel yaptım. Onu ki onu ben yaptım. Tümünü Auramazda'nın lütfuyla yaptım, Auramazda bana desteğini taşıdı ta ki yapılan yaptıma kadar. Sen35 ki akabinde eğer kendi kendine düşünürsen, Refah olayım, yaşayan ve ölünen dindar olayım36. Ona kuralıyla saygı duy, ki bunu Auramazda emretti. Auramazda'ya tapın hakkıyla37. Erkek ki o ona kuralıyla saygı duyar, ki bunu Auramazda emretti, ve Auramazda'ya tapınır hakkıyla38, o, ve yaşayan refah olur, ve ölünen dindar olur.

56-60) Kral Khşayãrşa duyurur: Beni Auramazda korur kötülükten, ve benim evimi ve bu milleti, bunu ben Auramazda'dan talep ederim39, Auramazda bunu bana ver.

Dipnotlarda Kullanılan Kaynakça:

Lecoq P., Les Inscriptions de la Perse Achéménide, Paris, 1997

Kuhrt, A., The Persian Empire: Corpus A Corpus of Sources of the Achaemenid Period, Londra, 2007.

Skjærvø P.O., An Introduction to Old Persian, 2005, Çevirimiçi kaynak.


1Asıl fiil orta-çatıda tamamlanmamış zamanda çekimlenmiş “xšay” fiili ile “karşı” anlamına gelen “patiy” takısının birleşiminden meydana geliyor.
2Media, günümüzde Azarbeycan, İran kürt bölgesi, ve batı Taberistan'ı içine alan bölge.
3İran'daki Suş bölgesi.
4Eski Ermeni bölgesi, günümüzde Kür nehri, toros dağları, Fırat nehri, ve Hazar denizi arasında kalan Van merkezli bölge.
5Zranka bölgesi, günümüzde Sistan bölgesindeki Hamun gölü ve Helmand nehri civarındaki bölge.
6Kuzeyinde Karakum Çölü, güneyinde Arya bölgesi ve Büyük Tuz Çölü, batısında Media bölgesi olan bölge.
7Arya bölgesi, günümüzde büyük oranda Afganistan'ın Herat şehrine denk düşmektedir.
8Hindukuş dağları ve Ceyhun nehri arasında kalan merkezi Afganistan'ın Belh olan bölge.
9Merkezi Afganistan'ın Badahşan vilayeti.
10Ceyhun nehrinin Aral gölüne aktığı yerdeki bölge, güncel adıyla Harezm bölgesi.
11Bugün Irak'ın sınırlarında kalan Fırat ve Dicle nehrinin arasındaki ve çevresindeki verimli bölge, Babil.
12Günümüzde Suriye ve Çukurova'yı da içine alan bölge, Asur.
13Günümüzde büyük oranda Hindistan'ın kuzeyindeki Pencab bölgesine denk düşen yer, Sattagidia.
14Merkezi günümüzdeki Manisa'nın Sart kasabası olan, eski Lidya devletinin kapladığı bölge. Büyük olasılıkla Tuz Gölünün batısında kalan İç Anadolu ve Ege Bölgesinin tamamını kaplıyordu.
15Günümüzde Nil nehri çevresindeki bölge, Mısır. İsim büyük olasılıkla Eski Aramice'deki “msr” kökünden geliyor.
16Ege Denizi çevresinde yaşamış Yunan şehir devletlerinin olduğu bölge. İsim büyük olasılıkla “ionia” sözcüğünden geliyor.
17Yani hem adalarda yaşayan yunanlılar hemde onun ötesinde yaşayan anakara da yaşayan yunanlılar.
18Günümüzdeki Makran bölgesi.
19Günümüzde Taymã vahyası çevresindeki geniş bölge, Mısır'a ve Gazze'ye kadar uzanıyor, Arabia.
20Günümüzde Indus nehri, Hindikuş dağları, Kâbil nehri, arasında kalan, büyük olasılıkla Kunar nehriyle sınırlanan bölge, Gandhara.
21Pencab bölgesinin batısında kalan Pakistan'ın Taxila şehri merkezli bölge, Hint bölgesi.
22Günümüzde Nevşehir'de olan Kapadokya bölgesi.
23Hazar Denizi, Aral gölü, Uzboy nehri arasında kalan bölge.
24Seyhun nehrinin kuzey doğusundaki bölge
25“Sivri uçlu kasklı Sakã” demektir, Kızılkum çölü ve çevresinde yaşayan göçebelerin yaşadığı bölge.
26Günümüzdeki Trakya bölgesi.
27Günümüzde İran'ın güneydoğusundaki dağlık bölgede yaşadıkları düşünülen topluluk.
28Günümüzde Siva vahasınıda içine alacak şekilde Libya'nın olduğu bölge.
29Eski Likya devleti sınırları içinde kalan Karya bölgesi.
30Nil Nehri'nin birinci ve ikinci katarakları arasındaki bölge, Nubiya.
31Buradaki sözcük “daivadãna”, büyük olasılıkla esasen iki sözcükten oluşuyor, 1. Daiva, kötü tanrı, kimliği ya da gerçekten hangi uygarlığın tanrısı olduğuna dair tartışma sürüyor, 2) ãyadana, çok sık rastlanmayan bir sözcük, bu yüzden anlamına yönelik tartışmalar sürüyor, büyük olasılıkla ritüel, ya da mabet demek. Eski farsça tek sözcükle karşıladığı için Türkçe 'de de “kahvehane”, “kıraathane”, “hastane” gibi örneklerine rastladığımız bir bileşik sözcükle karşılamaya çalıştık.
32“Altını kazmak” olarak çevirdiğimiz “ vikan” sözcüğü iki unsurdan oluşmuştur: “vi”, öte, ayrı, dışı gibi anlamlara gelen bir öntakı; “kan”, kazmak anlamına gelen bir fiil. Verilmek istenen anlam ilgili tapınağın yok edilmiş olması olsa gerek olduğundan, burada “öteye kazmak” gibi bu anlamı tam olarak çağrıştırmayan bir öbek kullanmaktansa, anlam alanı içinde “yok etme” fikrini de barındırdığına inandığımız “altını kazma”yı tercih ettik.
33“Karısına dedim” olarak çevirdiğimiz “patizba” sözcüğü tam olarak (birine) karşı (bir şey) söylemek anlamına gelir. Tek farkı Türkçe'de bu kullanım yönelme halinin olmadığı bir bağlamda kullanılamazken, Eski Farsça'da bu kullanım mümkündür, yani “karşı-söylemek” diye bir kullanım mümkün.
34Bizim “hakkıyla” diye özetlemeye çalıştığımız “artača brazmaniya” aslında ne anlama geldiği biraz belirsiz bir formül. Skjærvø (2005, s., 64) “brazmaniya”nın bulunma halinde çekimlenmiş “n” gövdeli bir isim olduğunu düşünüyor. Lecoq (1997, s., 160), kelimelerin sanskritçe ve avestikteki karşılıklarına dayanarak kökenlerinin sırasıyla “düzen, hakikat”, “brahman”dan geldiğini ileri sürüyor, ancak bu Eski Farsça'daki karşılıklarının tam olarak ne olduğuna dair bir bilgi vermiyor, sadece kralın Auramazda'ya tapınmasının sıradan bir tapınma olmadığı, kendine özgü bazı nitelikleri olduğunu gösteriyor. Bu niteliklerin ne olduğunu tam olarak bilemiyor olmakla birlikte, onun tapınmasını daha aslına uygun kıldığını söylemenin, şu anki bilgilerimizin sınırlarını aşmayan dikkatli bir seçim olacağına kanaat getirerek “hakkıyla” sözcüğünü seçtik.
35Burada “ka” diye bir takı eklenmiş “tuva”ya yani 2. tekil şahıs kişi zamirine. Bu takı, eklendiği kelimeyi genelleştiriyor, yani hangi “sen” olursan ol, Türkçe'deki herhangi anlamının yarattığı hangisi olursa olsun fark etmez alanına tekabül edilyor.
36Buradaki sözdizimi bir hayli garip, büyük olasılıkla dini bir formül kullanılıyor, bkz: Lecoq (1997, s, 164)
37artača brazmaniya” çevirisindeki sıkıntılar için bkz, no. 34.
38artača brazmaniya” çevirisindeki sıkıntılar için bkz, no. 34.

39Çevirimizde “den” halinde gözükse de, metnin orjinalinde talep etmek fiilinin dolayısız nesnesi Auramazda'dır.