Xph Türkçe - Daiva Yazıtı
Aşağıda çevirisini bulacağınız Kşayãrşa adlı Eski İran kralının (MÖ 5. yy) Persepolis ve Pasargad'da bulunan bir metni. 3 farklı dilde kopyalanmış. Biz aşağıda Eski Farsça'sının Türkçe'sini sunuyoruz. Kşayãrşa Eski Yunan literatüründe sıkça bahsedilen bir figür, yunanlılar onları kendi kaynaklarında hybris'in ayaklı hali olarak görüyor olmalarına rağmen, tahmin edilebileceği gibi Eski Farsça kaynaklarda böylesi bir tasvir görülmüyor.
Metin temelde üç bölümden oluşuyor: 1) Unvan sıralaması: Diğer kraliyet metinlerinde de sıkça görülen, kralın ünvanlarının sıralandığı, dini ve siyasi meşruiyetinin aktarıldığı 1. bölüm; 2) Fetih listesi: başka örneklerine yine diğer metinlerde rastladığımız, kralın fethettiği yerleri sıraladığı, 2. bölüm. 3) Ana metin: elimizdeki metinde bu bölüm, daivalara tapınanların ve onların başına gelenlerin anlatıldığı bölüme tekabül ediyor.
Çeviriyi yazılı bir mecrada alıntılamak isterseniz, lütfen benimle iletişime geçiniz, yorumlara isteğiniz belirtin ben geri dönüş yaparım. İznimin olmadığı alıntılarla karşılaştığımda yasal yollara başvuracağım.
Eski Farsça Metin: P.Lecoq, Manuel de Vieux-Perse, adlı kitabındaki fotoğraftan dijital ortama tarafımdan aktarılmıştır.
Metin ve Harf çeviris
1.
b-g : v-z-r-k : a-u-r-m-z-d-a : h-y : i-m-a-m : b-u-mi-
2.
i-m : a-d-a : h-y : a-v-m : a-s-m-a-n-m : a-d-a : h-y
3.
: m-r-t-i-y-m : a-d-a : h-y : š-i-y-a-t-i-m : a-d-a :
4.
m-r-t-i-y-h-y-a : h-y : x-š-y-a-r-š-a-m : x-š-a-y-θ-i-
5.
y-m : a-ku-u-n-u-š : a-i-v-m : p-ru-u-n-m : x-š-a-y-θ-
6.
i-y-m : a-i-v-m : p-ru-u-n-a-m : f-r-m-a-t-a-r-m : a-d-
7.
m : x-š-y-a-r-š-a : x-š-a-y-θ-i-y : v-z-r-k : (x)-š-a-y-
8.
θ-i-y : x-š-a-y-θ-i-y-a-n-a-m : x-š-a-y-θ-i-y : d-h-y-
9.
u-n-a-m : p-ru-u-v : z-n-a-n-a-m : x-š-a-y-θ-i-y
: a-h-
10.
y-a-y-a : b-u-mi-i-y-a : v-z-r-k-a-y-a : du-u-r-i-y : a-
11.
p-i-y : d-a-r-y-v-h-u-š : x-š-a-y-θ-i-y-h-y-a
: p-u-ç
12.
: h-x-a-m-n-i-š-i-y : p-a-r-s : p-a-r-s-h-y-a : p-u-ç
13.
: a-r-i-y : a-r-i-y-č-i-ç :
θ-a-t-i-y : x-š-y-a-r-š-a
13. : a-r-i-y : a-r-i-y-č-i-ç : θ-a-t-i-y : x-š-y-a-r-š-a
14. : x-š-a-y-θ-i-y : v-š-n-a : a-u-r-m-z-d-h-a : i-m-a :
15.
d-h-y-a-v : t-y-i-š-a-m : a-d-m : x-š-a-y-θ-i-y
: a-h-
16.
a-m : a-p-t-r-m : h-č-a :
p-a-r-s-a : a-d-m-š-a-m :
17.
p-t-i-y-x-š-y-i-y : m-n-a : b-a-ji-i-m
: a-b-r-n : t-
18.
y-š-a-m : h-č-a-m :
a-θ-h-i-y : a-v : a-ku-u-n-v
: d-
19.
a-t-m : t-y : m-n-a : a-v-di-i-š : a-d-a-r-y : m-a-d
20.
: u-j : h-r-u-v-t-i-š :
a-r-mi-i-n : z-r-k : p-r-θ-v
21.
: h-r-i-v : b-a-x-t-r-i-š : s-u-g-d : u-v-a-r-z-mi-i-
22.
š : b-a-b-i-ru-u-š : a-θ-u-r-a
: θ-t-gu-u-š : s-p-r-d
23.
: mu-u-d-r-a-y : y-u-n-a : t-y : d-r-y-h-i-y-a : d-a-
24.
r-y-t-i-y : u-t-a : t-y-i-y : p-r-d-r-y : d-a-r-y-t-
25.
i-y : m-č-i-y-a : a-r-b-a-y
: g-d-a-r : h-i-du-u-š :
26.
k-t-p-tu-u-k : d-h-a : s-k-a : h-u-m-v-r-g-a : s-k-a
27.
: t-i-g-r-x-u-d-a : s-ku-u-d-r-a : a-k-u-f-č-i-y-a
:
28.
p-u-t-a-y-a : k-r-k-a : ku-u-š-i-y : θ-a-t-i-y
: x-š-
28. p-u-t-a-y-a : k-r-k-a : ku-u-š-i-y : θ-a-t-i-y : x-š-
29. y-a-r-š-a : x-š-a-y-θ-i-y : y-θ-a : t-y : a-d-m : x-
30.
š-a-y-θ-i-y : a-b-v-m : a-s-t-i-y : a-t-r : a-i-t-a
31.
: d-h-y-a-v : t-y-i-y : u-[p]-r-i-y : n-i-p-i-š-t-a : a-
32.
y-u-d : p-s-a-v-m-i-y : a-u-r-m-z-d-a : u-p-s-t-a-m :
33.
a-b-r : v-š-n-a : a-u-r-m-z-d-h-a : a-v : d-h-y-a-v-m
34.
: a-d-m : a-j-n-m : u-t-š-i-m
: g-a-θ-v-a : n-i-š-a-d-
35.
y-m : u-t-a : a-t-r : a-i-t-a : d-h-y-a-v : a-h : y-d-
36.
a-t-y : p-ru-u-v-m : d-i-v-a : a-y-di-i-y : p-s-a-v : v-
37.
š-n-a : a-u-r-m-z-d-h-a : a-d-m : a-v-m : d-i-v-d-a-n-
38.
m : vi-i-y-k-n-m : u-t-a : p-t-i-y-z-b-y-m : d-i-v-a :
38. m : vi-i-y-k-n-m : u-t-a : p-t-i-y-z-b-y-m : d-i-v-a :
38. m : vi-i-y-k-n-m : u-t-a : p-t-i-y-z-b-y-m : d-i-v-a :
39.
m-a : y-d-i-y-i-š : y-d-a-y-a : p-ru-u-v-m : d-i-v-a :
40.
a-y-di-i-y : a-v-d-a : a-d-m : a-u-r-m-z-d-a-m : a-y-d-
41.
i-y : a-r-t-a-č-a :
b-r-z-m-n-i-y : u-t-a : a-n-i-y-š-
42.
č : a-h : t-y :
du-u-š-k-r-t-m : a-k-r-i-y : a-v : a-d-
43.
m : n-i-b-m : a-ku-u-n-v-m : a-i-t : t-y : a-d-m : a-ku-
44.
u-n-v-m : vi-i-s-m : v-š-n-a : a-u-r-m-z-d-h-a : a-ku-u-
45.
n-v-m : a-u-r-m-z-d-a-m-i-y : u-p-s-t-a-m : a-b-r : y-
46.
a-t-a : k-r-t-m : a-ku-u-n-v-m : tu-u-v : k-*a* : h-y :
47.
a-p-r : y-di-i-m-n-i-y-a-i-y : š-i-y-a-t : a-h-n-i-y
48.
: ji-i-v : u-t-a : m-r-t :
a-r-t-a-v-a : a-h-n-i-y :
49.
a-v-n-a : d-a-t-a : p-r-i-di-i-y : t-y : a-u-r-m-z-d-
50.
a : n-i-y-š-t-a-y : a-u-r-m-z-d-a-m : y-d-i-š-a : a-
51.
r-t-a-č-a : b-r-z-m-n-i-y :
m-r-t-i-y : h-y : a-v-n-
52.
a : d-a-t-a : p-r-i-y-i-t : t-y : a-u-r-m-z-d-a : n-
53.
i-š-t-a-y : u-t-a : a-u-r-m-z-d-a-m : y-d-t-i-y : a-
54.
r-t-a-č-a : b-r-z-m-n-i-y :
h-u-v : u-t-a : ji-i-v :
55.
š-i-y-a-t : b-v-t-i-y : u-t-a : m-r-t : a-r-t-a-v-a
56.
: [b]-v-t-i-y : θ-a-t-i-y :
x-š-y-a-r-š-a : x-š-a-y-θ-
56. : [b]-v-t-i-y : θ-a-t-i-y : x-š-y-a-r-š-a : x-š-a-y-θ-
56. : [b]-v-t-i-y : θ-a-t-i-y : x-š-y-a-r-š-a : x-š-a-y-θ-
57.
i-y : m-a-m : a-u-r-m-z-d-a : p-a-tu-u-v : h-č-a
: g-
58.
s-t-a : u-t-m-i-y : vi-i-θ-m
: u-t-a : i-m-a-m : d-h-
59.
y-a-v-m : a-i-t : a-d-m : a-u-r-m-z-d-a-m : j-di-i-y-
60.
a-mi-i-y : a-i-t-m-i-y : a-u-r-m-z-d-a : d-d-a-tu-u-v
1-6)
Büyük tanrı Auramazda ki o bu toprağı koymuş, ki o o göğü
koymuş, ki o erkeği koymuş, ki o barışı koymuş erkeğe, ki o
Khşayãrşa'yı kral yapmış, çok kralın teki, çok hükümdarın
teki.
6-11)
Ben Khşayãrşa, büyük kral, kralların kralı, milletlerin kralı,
çok insan türünün kralı, bu uzak olan büyük toprağın
üstündeki.
11-13)
Dãrayavauş kral'ın oğlu, hakhamanaişi soylu, fars, farsın oğlu,
ari, ari soyundan.
13-19)Kral
Khşayãrşa duyurur: Auramazda'nın lütfuyla, bu milletler, ki ben
onlara kraldım uzaktan, Fars'tan. Ben onlara hükmedendim1.
Bana haraç getirdiler, ki onlara benden denildi onu yaptılar.
Kanunu ki o benim, o onları tuttu.
19-28)
Mada2,
Huja3,
Armina4,
Zraka5,
Parathava6,
Hariava7,
Bãkhtriaiş8,
Suguda9,
Uvãrazmiş10,
Bãbiruş11,
Athura12,
Thataguş13,Sparda14,
Mudrãya15,
Yauna16
ki o denizde tutar, ve onlar ki deniz dışı tutar17,
Maçiya18,
Arabãya19,
Gadãr20,
Hiduş21,
Katpatuka22,
Dahã23,
Sakã Haumavarga24,
Sakã Tigrakhauda25,
Skudra26,
Akaufaçiya27,
Putaya28,
Karka29,
Kuşiya30.
28-56)
Kral Khşayãrşa duyurur : Ben ona kral oldum sonra, onun
içinde milletler ki onlar üstte yazıldı, galeyana geldiler, sonra
bana Auramazda desteği taşıdı. Auramazda'nın lütfuyla o milleti
ben vurdum ve onu yerine yerleştirdim ve bu milletler arasında
vardı ora ki önceden daivalar tapınılırdı. Sonra Auramazda'nın
lütfuyla ben o daivahanelerin31
altını kazdım32
ve karşısına dedim33:
Daivalar
tapınılmamalı” ora ki önceden daivalar tapınılırdı orada
ben Auramazda'ya tapındım hakkıyla34,
ve daha başka vardı kötü olarak yapılmış, onu ben güzel
yaptım. Onu ki onu ben yaptım. Tümünü Auramazda'nın lütfuyla
yaptım, Auramazda bana desteğini taşıdı ta ki yapılan yaptıma
kadar. Sen35
ki akabinde eğer kendi kendine düşünürsen, Refah olayım,
yaşayan ve ölünen dindar olayım36.
Ona kuralıyla saygı duy, ki bunu Auramazda emretti. Auramazda'ya
tapın hakkıyla37.
Erkek ki o ona kuralıyla saygı duyar, ki bunu Auramazda emretti, ve
Auramazda'ya tapınır hakkıyla38,
o, ve yaşayan refah olur, ve ölünen dindar olur.
56-60)
Kral Khşayãrşa duyurur: Beni Auramazda korur kötülükten, ve
benim evimi ve bu milleti, bunu ben Auramazda'dan talep ederim39,
Auramazda bunu bana ver.
Dipnotlarda Kullanılan Kaynakça:
Lecoq P., Les
Inscriptions de la Perse Achéménide,
Paris, 1997
Kuhrt,
A., The Persian Empire: Corpus A Corpus of Sources of the
Achaemenid Period, Londra, 2007.
Skjærvø P.O., An Introduction to Old Persian, 2005, Çevirimiçi kaynak.
1Asıl
fiil orta-çatıda tamamlanmamış zamanda çekimlenmiş “xšay”
fiili ile “karşı” anlamına gelen “patiy” takısının
birleşiminden meydana geliyor.
2Media,
günümüzde Azarbeycan, İran kürt bölgesi, ve batı Taberistan'ı
içine alan bölge.
3İran'daki
Suş bölgesi.
4Eski
Ermeni bölgesi, günümüzde Kür nehri, toros dağları, Fırat
nehri, ve Hazar denizi arasında kalan Van merkezli bölge.
5Zranka
bölgesi, günümüzde Sistan bölgesindeki Hamun gölü ve Helmand
nehri civarındaki bölge.
6Kuzeyinde
Karakum Çölü, güneyinde Arya bölgesi ve Büyük Tuz Çölü,
batısında Media bölgesi olan bölge.
7Arya
bölgesi, günümüzde büyük oranda Afganistan'ın Herat şehrine
denk düşmektedir.
8Hindukuş
dağları ve Ceyhun nehri arasında kalan merkezi Afganistan'ın
Belh olan bölge.
9Merkezi
Afganistan'ın Badahşan vilayeti.
10Ceyhun
nehrinin Aral gölüne aktığı yerdeki bölge, güncel adıyla
Harezm bölgesi.
11Bugün
Irak'ın sınırlarında kalan Fırat ve Dicle nehrinin arasındaki
ve çevresindeki verimli bölge, Babil.
12Günümüzde
Suriye ve Çukurova'yı da içine alan bölge, Asur.
13Günümüzde
büyük oranda Hindistan'ın kuzeyindeki Pencab bölgesine denk
düşen yer, Sattagidia.
14Merkezi
günümüzdeki Manisa'nın Sart kasabası olan, eski Lidya
devletinin kapladığı bölge. Büyük olasılıkla Tuz Gölünün
batısında kalan İç Anadolu ve Ege Bölgesinin tamamını
kaplıyordu.
15Günümüzde
Nil nehri çevresindeki bölge, Mısır. İsim büyük olasılıkla
Eski Aramice'deki “msr” kökünden geliyor.
16Ege
Denizi çevresinde yaşamış Yunan şehir devletlerinin olduğu
bölge. İsim büyük olasılıkla “ionia” sözcüğünden
geliyor.
17Yani
hem adalarda yaşayan yunanlılar hemde onun ötesinde yaşayan
anakara da yaşayan yunanlılar.
18Günümüzdeki
Makran bölgesi.
19Günümüzde
Taymã vahyası çevresindeki geniş bölge, Mısır'a ve Gazze'ye
kadar uzanıyor, Arabia.
20Günümüzde
Indus nehri, Hindikuş dağları, Kâbil nehri, arasında kalan,
büyük olasılıkla Kunar nehriyle sınırlanan bölge, Gandhara.
21Pencab
bölgesinin batısında kalan Pakistan'ın Taxila şehri merkezli
bölge, Hint bölgesi.
22Günümüzde
Nevşehir'de olan Kapadokya bölgesi.
23Hazar
Denizi, Aral gölü, Uzboy nehri arasında kalan bölge.
24Seyhun
nehrinin kuzey doğusundaki bölge
25“Sivri
uçlu kasklı Sakã” demektir, Kızılkum çölü ve çevresinde
yaşayan göçebelerin yaşadığı bölge.
26Günümüzdeki
Trakya bölgesi.
27Günümüzde
İran'ın güneydoğusundaki dağlık bölgede yaşadıkları
düşünülen topluluk.
28Günümüzde
Siva vahasınıda içine alacak şekilde Libya'nın olduğu bölge.
29Eski
Likya devleti sınırları içinde kalan Karya bölgesi.
30Nil
Nehri'nin birinci ve ikinci katarakları arasındaki bölge, Nubiya.
31Buradaki
sözcük “daivadãna”, büyük olasılıkla esasen iki sözcükten
oluşuyor, 1. Daiva, kötü tanrı, kimliği ya da gerçekten hangi
uygarlığın tanrısı olduğuna dair tartışma sürüyor, 2)
ãyadana, çok sık rastlanmayan bir sözcük, bu yüzden anlamına
yönelik tartışmalar sürüyor, büyük olasılıkla ritüel, ya
da mabet demek. Eski farsça tek sözcükle karşıladığı için
Türkçe 'de de “kahvehane”, “kıraathane”, “hastane”
gibi örneklerine rastladığımız bir bileşik sözcükle
karşılamaya çalıştık.
32“Altını
kazmak” olarak çevirdiğimiz “ vikan” sözcüğü iki
unsurdan oluşmuştur: “vi”, öte, ayrı, dışı gibi anlamlara
gelen bir öntakı; “kan”, kazmak anlamına gelen bir fiil.
Verilmek istenen anlam ilgili tapınağın yok edilmiş olması olsa
gerek olduğundan, burada “öteye kazmak” gibi bu anlamı tam
olarak çağrıştırmayan bir öbek kullanmaktansa, anlam alanı
içinde “yok etme” fikrini de barındırdığına inandığımız
“altını kazma”yı tercih ettik.
33“Karısına
dedim” olarak çevirdiğimiz “patizba” sözcüğü tam olarak
(birine) karşı (bir şey) söylemek anlamına gelir. Tek farkı
Türkçe'de bu kullanım yönelme halinin olmadığı bir bağlamda
kullanılamazken, Eski Farsça'da bu kullanım mümkündür, yani
“karşı-söylemek” diye bir kullanım mümkün.
34Bizim
“hakkıyla” diye özetlemeye çalıştığımız “artača
brazmaniya” aslında ne anlama geldiği biraz belirsiz bir formül.
Skjærvø (2005, s., 64) “brazmaniya”nın bulunma halinde
çekimlenmiş “n” gövdeli bir isim olduğunu düşünüyor.
Lecoq (1997, s., 160), kelimelerin
sanskritçe ve avestikteki karşılıklarına dayanarak kökenlerinin
sırasıyla “düzen, hakikat”, “brahman”dan geldiğini
ileri sürüyor, ancak bu Eski Farsça'daki karşılıklarının tam
olarak ne olduğuna dair bir bilgi vermiyor, sadece kralın
Auramazda'ya tapınmasının sıradan bir tapınma olmadığı,
kendine özgü bazı nitelikleri olduğunu gösteriyor. Bu
niteliklerin ne olduğunu tam olarak bilemiyor olmakla birlikte,
onun tapınmasını daha aslına uygun kıldığını söylemenin,
şu anki bilgilerimizin sınırlarını aşmayan dikkatli bir seçim
olacağına kanaat getirerek “hakkıyla” sözcüğünü seçtik.
35Burada
“ka” diye bir takı eklenmiş “tuva”ya yani 2. tekil şahıs
kişi zamirine. Bu takı, eklendiği kelimeyi genelleştiriyor, yani
hangi “sen” olursan ol, Türkçe'deki herhangi anlamının
yarattığı hangisi olursa olsun fark etmez alanına tekabül
edilyor.
36Buradaki
sözdizimi bir hayli garip, büyük olasılıkla dini bir formül
kullanılıyor, bkz: Lecoq (1997, s, 164)
39Çevirimizde
“den” halinde gözükse de, metnin orjinalinde talep etmek
fiilinin dolayısız nesnesi Auramazda'dır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder