Enuma Eliš- Tablet 1- 1.satır
E-nu-ma e-liš
la na-bu-u ša-ma-mu
E-nu-ma: İki eylemin aynı anda olduğunu belirten edat.
e-liš: Yukarısı, gök yüzü gibi anlamlara gelen zarf.
la: olumsuzluk eki.
na-bu-u: çağırmak adlandırmak, gibi anlamlara gelir. Mastar hali.
ša-ma-mu: Gökyüzü, yukarısı gibi anlamlara gelen isim. Özne hali (Nominatif)
Ya vallahi bu metni çevirmeyi daha tam bitirmedim, bu yüzden aslında şu aşamada bu ilk cümlenin bir çevirisini vermek benim için doğru değil; ama bu metnin internette çok çevirisi var, bunlar da göz önüne alındığında aşağı yukarı bir çeviri vermek mümkün.
Çeviri
Yukarıdaki gökyüzü isimsiz iken
Çevirideki sıkıntılar:
Yani bir sürü sıkıntı var aslında, mesela Yukarıdaki diye karşıladığımız eliš aslında bir zarf yani fiili nitelemesi gerekir, ama benim çevirimde sıfat gibi gözüküyor, ya da nabu bir fiilin master halindeyken ben onu bir isimle (substantif) ile karşılıyorum, daha iyi çeviri önerileriniz varsa, dilbilgisine daha sadık vs, yorumlara yazmaktan lütfen çekinmeyin.
Kaan
Bu çeviriye ilişkin yeni bir yorum aldım, bunu sizlerle paylaşmak isterim. "Enuma"nın karşılığı olarak CAD "When" kelimesini gösteriyor, ben bunu "iken" ile karşılamaya çalıştım. Ancak İngilizcede "when" iki olayın birbirini takip ettiği durumlarda kullanılır, bizim "-dığında"ya daha yakın yani. Bizdeki "iken" ise iki olayın tam olarak aynı anda olduğunu işaret ediyor yani İngilizcedeki "while" gibi. Dolayısıyla, burada "iken" kullanmak doğru bir tercih değil gibi gözüküyor. Bu nüans önemli bir nüans; ancak şu nokta gözden kaçmamalı, burada kast edilen ÖNCE göklerin SONRA yerin adlandırılmayışı değil ikisininde isimsiz oluşu, bu bağlamda ele alındığında "iken" daha tutarlı gözüküyor; ancak şunu söylemekte mümkün: ataerkil bir toplum düzeni içerisinde gökyüzü eril olarak düşünülürken, gökyüzüne konu ne olursa olsun bir öncelik verildiğinden, burada ÖNCE göklerin SONRA yerin adlandırılmayışı vurgulanmalıdır. Bu da doğru bir tespit.
YanıtlaSiliyi günler.sizin gibi antik dillere ilgi duyanlar için yol gösterici bir yazı paylaşsanız ne kadar da iyi olur....nerden başlanmalı hangi kaynaklar alınmalı-yararlanılmalı vs.....mutluluklar....
YanıtlaSilMerhabalar,
SilÖncelikle göstermiş olduğunuz ilgi için teşekkür ederim. Sorunuza tam bir yanıt vermem ne yazık ki çok zor, zira eski diller çok geniş bir alanı kapsıyor, ve herbirini teker teker ele almak gerekiyor, hatta hepsi aslında kendi içinde akademik bir disiplin, dolayısıyla her biri için kullanılan malzeme farklı, bu hem öğrenim sürecinde böyle, yani dilbilgisi kitaplarının sunumu onların öğrenciye bakışı vs açısından, hem de çalışma sürecinde böyle, örneğin elamca edebi kaynak çok çok az, ancak bir çok saray arşivi var, ya da eski farsça saray arşivi çok az, ama kraliyet anıtlarında çok geniş yer tutuyor vs.
Çok açık ve kabaca konuşacak olursam, şunları diyebilirim.
1) Türkçe, eski diller üzerine çalışmak, kişiyi çok çok sınırlı bir alana hapsedecektir, zira öğrenim sürecine yönelik yeterli kaynak yok, dolayısıyla eski diller ile uğraşacak kişilerin en azından M.Ö. sini çalışacaklarsa, mutlaka İngilizce veya Almancayı öğrenmeleri, ek olarakta ikinci ve üçüncü bir dil öğrenmeleri şart. Sebebi basit, bu diller ve kaynakları insanlık mirası olduğu için her büyük ülke kendi elinden geldiğince bu alanda çalışma yapıyor dolayısıyla, bir dil için en iyi sözlük almanca iken en iyi dilbilgisi kitabı fransızca, en iyi çevirilerse ingilizce olabiliyor, bazen öyle anlar oluyor ki hiç beklemediğiniz birileri, örneğin çinli bir uzman tamda sizin aradığınız ve ihtiyaç duyduğunuz bir doküman hakkında çince bir şey yayımlayabiliyor. Bu sonuncusu nadir olur, ama olduğunda da şikayet etmeden çince öğrenmeyi göze almak lazım.
2) Üzerine çalışılmak istenen dil hakkında uzman görüşü alınmalı, zira işin sizin istediğiniz gibi pratik yönünü onlar çoktan geçirdikleri için daha kolay yardımcı olacaklardır. Türkiye'de uzmanlar genelde sizle görüş paylaşmazlar, bu akademimizin mağrurluğunun genel bir sorunu ama yine de sormakta fayda var. Kişisel olarak, Eski Mısır üzerine konuşabilirim, dilin çalışmak istediğiniz etabına göre farklı avrupa dillerine ihtiyaç duyulacaktır. Orta Krallık Mısırca'sı için, ya da klasik mısırca için konuşacak olursam, İngilizce J. Allen'ın Middle Egyptian adlı kitabını dil bilgisi kitabı olarak tavsiye ederim, en iyi sözlük, biraz eski de olsa Erman'ın Wörterbuch der Ägyptischen Sprache'si buna çevirimiçi olarak da ulaşabilirsiniz. Allen'ın kitabını çalışmayı bitirdikten sonra, bu sözlükle beraber bir kaç Orta Krallık hikayesini veya stelini kendi başınıza çevirip, sonra o çevirileri uzmanların yaptığı çevirilerle karşılaştırıp, sonra tekrar bu sefer her cümledeki dilbilgisi kuralını sıralayarak çevirirseniz kafanızda yer edecektir.
Sil3) Sabırlı olmak gerekiyor. Benim en geç öğrendiğim şeylerden biri bu. Eski diler, hemen hop öğreneyim, makale yazayım, metinlere yorum yapayım, gibi ilk elde makul gözüken ama hızlıca düşünülmüş hedeflerle yaklaşılmaması gereken şeyler. Dilleri öğrenmek vakit alıyor, sindirmek ve kullanımlarını hazmetmek vakit alıyor, yaklaşık 4 senedir klasik mısırca çalışıyorum, daha yeni yeni o bu dilde uzman olduğumu, çeşitli filolojik tartışmalarda bazı metinler için görüş belirtebileceğimi düşünüyorum ki bu da hakikaten çok ksıtlı bir metin grubu için. Burada yaptığım çevirilerin bir çoğu öğrenmek için yaptığım öğrenirken yaptığım çeviriler, bu bağlamda akademik bir tartışmanın konusu veya herhangi bir bağlamda içeriği olamazlar. Daha önce de belirttiğim gibi bu dillerin hepsi kendi içinde bir disiplin, ve hepsi disiplin olmayı hak edecek kadar karmaşık şeyler. Ama şunu da belirtmeliyim ki ilk üç tanesini aşarsanız, diğerlerini öğrenmek daha kolaylaşıyor. Onun dışında unutmak en büyük düşmanınız. Çok çabuk unutursunuz eski dilleri, ben aylarca akatça çalıştım, şimdi komple unuttum sayılır. Tabi ki hiç bilmeyen birine göre daha avantajlıyım, ama elime metin verseniz öyle bakarım yani.
Dolayısıyla, durum şuna varıyor, örneğin profesyonel bir meslek hayatınız var, bu dillerle kültürel amaçlar için uğraşmak istiyorsunuz, bu mümkün, ama sadece bir maksimum iki tanesine vakit ayırabilirsiniz, onları çalışırsınız bir kaç sene, ondan sonra metin okursunuz ki bu çok tatmin edici de bir histir. İlk latince kendi başıma metin okumaya başladığımda hissettiğim tatmini ifade etmem çok zor, insanın 2000 sene öncesindeki birinin sesini duyması gibi bir şey.
Eğer benimkine benzer bir biçimde akademik bir kariyer yapmak istiyorsanız çok uzun bir yolunuz var demektir. Akademik kariyer için size tavsiye şunu edebilirim ilgilendiğiniz dilin Türkiye'deki bölümüne başlayıp erasmus ile yurt dışına gidip hem avrupa dillerini hem de diğer eski dilleri öğrenmeye çalışıp, daha sonrasında yine yurt dışında yüksek lisans ve doktora yapmaya çalışabilirsiniz. Bu en az bir 7 sene yurt dışında yaşamayı gerektiriyor. Böylesi bir yolda ilerlemek bir tercih meselesi, dolayısıyla kişinin kendisine kalmış bir şey.
Umarım sorularınıza yeterli cevabı verebilmişimdir.
Saygılarımla,
Kaan